Sinüs Nedir?
Sinüzit yada Sinüs kafatasının içinde bulunan ve içi normalde hava ile dolu olması gereken boşluklardır. Yetişkin bir kişide 4 değişik toplamda 8 adet sinüs boşluğu bulunur. Elbette bu çok genel bir tanımlamadır. Anatomik varyasyonlara bağlı olarak az gelişmiş, hiç gelişmemiş olan veya farklı bölümlenmiş sinüs boşlukları bulunabilir. Sinüsler burun içini döşeyen mukoza ile kaplıdırlar hergün belli bir miktarda salgı üretirler. Bu salgılar sağlıklı bir kişide ostium denilen sinüs çıkışlarından geçerek burun içine doğru oradan da genize doğru akarlar.
Sinüzit yada Sinüs Nedir?
Sinüzit, sinüs boşluklarını döşeyen mukozanın virüsler, bakteriler, mantarlar, alerji, anatomik eğrilikler gibi nedenlere bağlı olarak iltihaplanmasıdır. Sinüs ve burun mukozası devamlılık gösterdiğinden aslında “rinosinüzit “ denilmesi daha doğrudur. Süre olarak 4 haftadan kısa süre varsa akut sinüzit ve 3 aydan daha uzun süre devam ediyorsa kronik sinüzit olarak adlandırılır.
Akut Sinüzit
Akut sinüzit; en sık sebebi viral enfeksiyonlardır. Bakteriyel ve mantar enfeksiyonları, alerjiler ve septum deviasyonu gibi anatomik varyasyonlar da sinüzit oluşumunda etkendirler. Maksiller sinüzit diş enfeksiyonu kaynaklı da olabilir. Burun tıkanıklığı, baş ağrısı, yüzde ağrı ve dolgunluk hissi, artmış geniz akıntısı şikayetleri vardır. Ateş her zaman olmaz olursa vakit kaybetmeden kulak burun boğaz hekimine başvurulmalıdır. Ayrıca halsizlik, öksürük, koku almada azalma ve kulakta dolgunluk da yine sinüzit belirtileri arasındadır.
Daha önce de belirttiğim gibi 4 çift sinüs vardır. “Maksiller sinüs” yanak bölgesindedir ve sıklıkla yanak ve diş bölgesinde dolgunluk ve ağrı yapar. “Frontal sinüs” alın bölgesindedir ve alın ve göz üzerinde ağrı yaparlar. “Etmoid sinüsler” ayrıca anterior (ön) ve posterior (arka) etmoid sinüs olarak ayrılmıştır, burun orta geri bölümünde ve iki göz arasındaki bölgede ağrı yaparlar. “Sfenoid sinüsler” en arkadaki sinüslerdir ve buradaki ilthaplar göz arkasında ve kafanın tepe bölümünde ağrıya neden olurlar. Elbette bu ağrı yerleri çok geneldir. Kafanın içerisindeki herhangi bir yerdeki enfeksiyon yansıyan ağrı nedeniyle çok farklı yerlerde hissedilebilir.
Akut sinüzitin en sık nedeni virüslerdir. Viral enfeksiyonların yaklaşık %2 si bakteriyel sinüzite doğru evrilir. Etken sıklıkla, rinovirüsler, influenza, korona (coronavirusler), adenovirüsler, parainfluenza virüsleridir. Bakteriyel nedenli sinüzitlerde en sık neden streptococcus pneumonia, haemophilus influenzae ve moraxella catarrhalis tir. S.aureus ve anaerob bakteriler de daha az sıklıkta olmakla beraber etkilidir.
Şeker hastalığı (diabetes mellitus) ve immünsüpresyonu olan hastalarda fungal (mantar) sinüzitler de akılda bulundurulmalıdır.
Çocuk (Pediatrik) Sinüzitler
Çocuklarda maksiller ve etmoid sinüsler doğumdan itibaren vardır. Frontal ve sfenoid sinüsler ise 6 yaşından itibaren gelişmeye başlarlar ve 12 yaşına gelen bir çocukta tüm sinüsler gelişmesini tamamlamıştır. Çocuklarda da aynı erişkinler gibi virüsler en sık sinüzit nedenidir. Yine benzer şekilde bakteriler de virüs sonrası veya en baştan itibaren sinüzite neden olabilirler.
Çocuklarda önemli bir farklılık hemen tüm çocuklarda bulunan ancak kimi çocukta ileri derecede büyük olup burun ve sinüs havalanmasını bozabilen geniz eti (adenoid) varlığıdır. Geniz eti (adenoid), hem burun tıkanıklığına neden olarak sinüzitin daha şiddetli geçmesine, hem de kendisi de bir enfeksiyon kaynağı olduğu için sinüzitin daha uzun sürmesine ve sürekli tekrar etmesine neden olur. Sık sinüzit olan çocuklarda mutlaka geniz eti (adenoid) değerlendirilmeli ve gerekirse alınmalıdır. Geniz etinin alınması yani adenoidektomi sinüzitin tedavisine olanak sağladığı gibi, alerjisi veya beraberinde astımı olan bir çocukta, bu hastalıklarla daha kolay başa çıkmasını da sağlamaktadır. Adenoidektomi yani geniz eti ameliyatlarını 2015 yılından bu yana ileri teknolojik bir yöntem olan ( artık yıllar içinde kendi özel yöntemlerimi geliştirdim) koblator plazma (coblation plasma) yöntemiyle görerek ve çevre dokulara zarar vermeden kanamasız bir şekilde almaktayım. O nedenle artık eskisi gibi görülmeden yapılan kanamalı bir ameliyat olmadığı için geniz etinin büyük olduğu durumlarda ebeveynlerin daha rahat olmalarını öneririm. Yeter ki teknoloji doğru ve deneyimli bir şekilde kullanılsın.
Çocuk sinüzitlerinde tanı çoğunlukla nazal endoskoplar yardımıyla konulur. Çocuk sinüs çıkışları (yani ostiumlar) henüz kronik iltihaplar nedeniyle tıkanmamış olduğundan dolayı nazal endoskopide burun içindeki biraz daha arkaya bakıldığında geniz eti ve geniz etinin önünde birikmiş olan koyu iltihaplı akıntı rahatlıkla görülebilir. Bu nedenle zaman zaman gereksiz yere çekilen sinüs grafilerinin çocuk sinüzit teşhisinde yeri kesinlikle yoktur! Muayene için yeterli zaman ayrılmalı ve gerekirse burun içine, içerideki şişlikleri azaltıcı spreyler sıkılıp beklendikten sonra tekrar nazal endoskopi yapılmalıdır.
Eğer çocuk bir hastada nazal polip tespit edilirse mutlaka kistik fibrozis açısından değerlendirme yapılmalıdır.”
Sinüzit Tanısı Nasıl Konulur?
Çocuklarda sinüzit tanısı koymak için doğru yapılacak bir nazal endoskopi yeterlidir. Eğer sinüzit bulguları yok ve baş ağrısı gibi bir şikayet varsa, çocuk nörolojisi ile birlikte değerlendirme yapılmalıdır. Gerekirse MR çekilir. Çocuk hastalarda 16 hatta 18 yaşın altında gerekmedikçe bilgisayarlı tomografi yapılmamalıdır.
Erişkin hastalarda nazal endoskoplar %70-80 oranında tanı koydurur. Detaylı ve yeterli süre ayrılarak yapıldığında çok kıymetli bilgiler verir. Ancak erişkin hastalar çocuk hastalardan farklıdır. Erişkin hastalarda yıllar içinde geçirilen enfeksiyonlar sonucu sinüs çıkışları tıkanabilmekte bu nedenle de burun içine drenaj olmadan sinüslerin içinde giderek artan birikmeye neden olmaktadır. Bu hasta grubunda sinüslerden nazal kaviteye doğru akış olmadığından dolayı baş ağrısı, yüzde dolgunluk gibi şikayetler ön plandadır. Bu hastalarda bilgisayarlı tomografi veya MR görüntüleme yapılması tanıya ulaşmada faydalı olacaktır. Rutin nazal grafiler (waters grafisi) her ne kadar artık pek önerilmiyorsa da, ani gelişen ve sinüziti düşündüren başka bulguları da olan hastalarda zaman zaman faydalı bilgiler verebilmektedir.
Sinüzit yada Sinüs Tedavisi
Sinüzit tedavisi, tanı konulduktan sonra uygun ve yeterli bir süre yapılmalıdır. Önemli bir hata olarak, çoğunlukla da hastalar tarafından, her solunum yolu enfeksiyonunda gereksiz yere erkenden antibiyotik başlanmakta ve bu başlanılan ilaçlar yine yanlış bir şekilde çok kısa bir süre kullanıldıktan sonra kesilmektedir. Bu durum hem yetersiz iyileşmeye ve bunun sonucu olarak da hastalığın tekrar etmesine, hem de gereksiz antibiyotik direnci oluşmasına neden olmaktadır. Yine yapılan önemli yanlışlardan biri de, sinüziti sadece antibiyotik kullanarak tedavi etmeye çalışmaktır.
Sinüzit tedavisi, komple bir tedavidir. Bir taraftan ostium denilen sinüs çıkışlarını yani drenaj noktalarını açmak, buradaki şişlikleri azaltmak, diğer yandan da sinüs ve burun içindeki iltihabı gidermektir. Bunun için kortizon içeren burun spreyleri, burun yıkaması, bazen sinüs içindeki şişliği azaltan pseudoefedrin içeren ilaçlar (pseudoefedrin; kalp rahatsızlığı ve tansiyonu olan hastalarda kullanılmamalıdır) ve ek olarak antibiyotik kullanılır. Antibiyotik seçimi hastanın alerjisi ve yakın zamanda başka bir antibiyotik kullanıp kullanmadığına bakılarak uygun bir şekilde seçilmelidir. Belirli bir sürede fayda sağlanmazsa fazla zaman kaybetmeden başka bir grup antibiyotiğe geçilmelidir. Çok ilerlemiş olgularda hastayı daha hızlı rahatlatmak için damardan ilaçlar da verilebilir.
Kronik Sinüzit
Sinüzit şikayetleri üç aydan uzun süre devam ederse artık kronik hale gelmiştir. Hastalarda
-Burun tıkanıklığı
-Postnazal akıntı ( genize doğru akıntı)
-Yüz bölgesinde dolgunluk ve göz, yanak, alın bölgesinde ağrı ve şişlik
-Koku almada azalma gibi şikayetler vardır.
Bunlara ek olarak halsizlik, kulak ağrısı ve dolgunluğu, ağız kokusu, öksürük ve boğaz temizleme gibi şikayetler de olabilir. Kronik sinüzitte ateş genellikle olmaz. Eğer yüksek ateş, görmede azalma, göz çevresinde kızarıklık ve şişlik, alın bölgesinde şişlik, boyun hareketlerinde kısıtlılık varsa vakit geçirmeden kulak burun boğaz uzmanına başvurulmalıdır.
Kronik Sinüzit Tanısı
Bilgisayarlı Tomografi ve/veya MR tetkikleri ile konulur. Endoskoplar yardımıyla burun için mukozasının durumu değerlendirilir. Septum deviasyonu, nazal polip, diş iltihabı, alerjiler ve kistik fibroz, immotil silia gibi bir hastalık varsa bunlara yönelik tedavi ve konsültasyonlar yapılmalıdır.
Fungal sinüzit tespit edilirse buna yönelik de tedavi verilir.
Kronik rinosinüzitin tedavisinde her zaman antibiyotik kullanılmaz. Ancak kronik hastalığa aktif bir enfeksiyon eklenmiş ise kullanılır. Tedavide nazal yıkama, kortikosteroidli spreyler, oral veya enjeksiyon yoluyla kortikosteroidler kullanılabilir. Alerji varsa tedavi edilmelidir. Kronik rinosinüzit aynı zamanda bir mukoza hastalığıdır. Tedaviye yanıt alınamayan olgularda endoskopik sinüs ameliyatları uygulanır.
Sinüzit Ameliyatı
Yeterli süre ve doğru sinüzit tedavisi verilmesine rağmen bazı hastalarda yeterli iyileşme sağlanamayabilir veya iyileşme sağlandıktan çok kısa bir süre sonra sinüzit yine aynı şekilde tekrar edebilir (rekürren akut sinüzit). Bu durum 3 aydan fazla devam ederse artık kronik sinüzit haline gelmiştir. Böyle durumlarda sinüs çıkışlarının genişletilerek drenajına olanak sağlanmalı ve enfekte olmuş sinüs içleri ameliyatla boşaltılmalıdır.
Endoskopik Sinüs Cerrahisi
Sinüzit ameliyatlarında endoskop veya teleskop denilen ışıklı ince boru şeklinde cihazların kullanılması burun içlerinin hatta açılı olanlar kullanıldığında sinüs içlerinin de görülmesine olanak sağladığı için elzemdir. Endoskopik sinüs cerrahisi denilen bu yöntem ile burun ve sinüs içindeki iltihaplı dokular alınır ve sinüs çıkışları açılır. Böylece hem hastadaki enfeksiyon yükü azaltılmış olur, hem de olabilecek sinüzit ataklarını daha kolay geçirmesi sağlanır.
Balon Sinoplasti
Son yıllarda endoskopik sinüs cerrahisine yardımcı olabilecek yine endoskop yardımıyla yapılan balon sinoplasti yöntemi geliştirilmiştir. Bu yöntemde daha konservatif yaklaşılmakta sinüs çıkışları balon yardımı ile şişirilerek genişletilmekte, aynı esnada hem sinüs içleri yıkanmakta hem de dokulara daha az zarar verilmektedir. Bu yöntem özellikle tekrar daralmaya meyilli olan frontal sinüs enfeksiyonlarında güvenle kullanılabilen bir yöntemdir. Hastalığın ve sinüslerin anatomik durumuna göre hangi yol ve cerrahi daha uygun ise hasta ile birlikte anlatılarak karar alınır. Bu yöntemi yıllardır uygun ve gerekli olan hastalarımda başarı ile uyguladım.
Ameliyattan sonra bir süre burun tıkanıklıklarının olması normaldir. Bu dönemde burun içi yıkamalar, kremler ile tedaviye devam edilir. Yaklaşık 3 haftalık bir iyileşme süreci sonrasında burun içi mukozası iyileşir.
Sinüzit Ameliyatı Oldum Tekrar Hasta Olur Muyum?
Evet olabilirsiniz. Çünkü sinüzit çevreden gelen virüslere ve bakterilere bağlı olarak oluşan bir hastalıktır. Nitekim covid pandemisi sırasında hastalar maske ve mesafe kurallarına uydukları ve kalabalık ortamlarda bulunmadıkları için daha az viral enfeksiyon kapmışlar ve daha az sinüzit olmuşlardır. Olduğunuz sinüzit ameliyatı sizin bir daha sinüzit olmayacağınız anlamına gelmez. Ancak ameliyat sayesinde sinüzit olma sıklığınız azalır ve hastalığı daha kolay atlatırsınız.