Koblator plazma teknolojisi 2000 yılının başından bu yana Amerika Birleşik Devletlerinde kullanılmakta ve FDA onayı olan bir cihazdır. Kulak Burun Boğaz alanında 2006 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Radyofrekans enerjisi kullanır. İki ayrı bölümden verilen radyofrekans enerjisi, ortama ayrı bir bölümden verilen tuzlu su ile bir araya geldiğinde yaklaşık 0.1-0.2 mm kalınlığında yani 1 mm nin 5 ile 10 da biri kadar bir alanda plazma bölgesi oluşturur. Oluşan plazma bölgesi sayesinde dokular buharlaştırılarak vakum sistemi ile alınır, aynı zamanda ortama hem tuzlu su verildiğinden ameliyat sahası sürekli yıkanmış, hem de düşük ısı verildiğinden kanama kontrolü sağlanmış olur. Böylelikle ameliyat süresi kısalmış ve çocuklar daha az anestezi almış olurlar.
Bu yöntemi 2014 yılı sonu 2015 yılının başından bu yana aktif olarak kullanmaktayım. Nitekim bir yıldan fazla bir süre geçtikten sonra 2016 yılı nisan ayında “geniz etinde kansız dönem” başlığı ile ilk basın bildirimimi de yapmıştım. Sanırım bu açıklama ülkemizde bu yönteme ait ilk açıklama olma özelliğini taşımaktadır. Bugüne kadar yüzlerce hastamda bu yöntemi başarıyla uyguladım. Başlangıçta loop (bir çeşit büyüteç) yardımıyla yaparken sonraları kendi tekniğimi geliştirerek mikroskop altında ameliyat sahasını istediğim kadar büyüterek yapmaya başladım. Yıllar içerisinde yüzlerce hastamdan edindiğim tecrübe; her hastanın kafa ( iskelet yapısı) farklı ve aynı zamanda her hastada geniz eti farklı sertlikte olmaktadır. Ameliyat sahasını iyi görerek ve bu özellikleri göz önünde bulundurarak yapmak ameliyatın başarısını artırmaktadır. Yani doğru teknolojiyi doğru teknikle kullanmak gereklidir.
Geniz Eti ve Bademcik Ameliyatlarında Kansız Dönem
Artık geniz eti (adenoid hipertrofisi) ameliyatlarında plazma teknolojisi sayesinde ameliyatlar kanama olmadan yapılabiliyor. Geniz eti çocuklarda burnun arka bölümünde nazofarenks (geniz) bölgesinde yer alan ve horlama, solunum sıkıntısı ve hatta gece uykuda nefes durmalarına yol açan lenf dokularının büyümesinden kaynaklanan bir sorundur. Kulaklarda efüzyonlu otit dediğimiz sıvı birikimlerine, geçmeyen veya sık tekrarlayan sinüzit enfeksiyonlarına, gece öksürüklerine ve nefes almada zorluk yaşanmasına neden olur. Tedavisi büyümüş olan geniz etinin ameliyatla alınmasıdır.
Eski teknikte küretaj dediğimiz yöntemle geniz eti alınmaktaydı. Ameliyat sahası görüş altında olmadığından bu hem geniz etinin tam çıkarılamamasına neden olmakta, hem de ameliyat sonrası tampon konularak beklenilmesini gerektirmekteydi. Tam çıkarılamayan geniz eti bazı çocuklarda sonraki aylar veya yıllarda yeniden büyüyerek ikinci ameliyatlara gerek duyulmasına yol açabilmekteydi.
Plazma yönteminde ise geniz etleri artık özel bir teknoloji ile buharlaştırılarak alınabilmekte. Bu yöntem ile hem hiç kanama olmamakta ve dolayısıyla tampon konulmasına gerek kalmamakta, hem de geniz eti ameliyat sahası tam görüş altında alınabildiğinden dolayı tam olarak çıkarılabilmekte, böylelikle tekrarlama olasılığı da, çok daha düşük olmaktadır. Ameliyat süresi daha kısa sürmekte böylelikle daha kısa süre anesteziye ihtiyaç duyulmaktadır. Kısa anestezi süresi de hastaların daha erken taburcu olmalarına olanak sağlamaktadır. Aslında bu teknikle geniz eti ameliyatları ameliyat olmaktan bir anlamda çıkmış, geniz eti müdahalesi olmuştur. 2014 yılı sonu 2015 yılı başından itibaren bu yöntemi 600’ün üzerinde hastada sorunsuz bir şekilde uyguladım.
Koblator Plazma İle Bademcikler de Küçültülebiliyor (Tonsillotomi)
Plazma teknolojisi ile büyük olan bademcikler ( tonsil) de yine kontrollü bir şekilde kanama olmadan küçültülebilmektedir. Günümüzde bademcik ameliyatlarının neredeyse %90’ ının nedeni bademciklerin büyük olması ve çocuğun solunum pasajını kapatmasıdır. Amaç çocuğun rahat nefes alabilmesini sağlamaktır. Bunun için eskiden bademcikleri almak zorunda kalıyorduk. Bu da hem gereksiz yere bademciklerin alınmasına, hem de riskin artmasına neden oluyordu. Plazma teknolojisi doğru kullanılarak bademcikler küçültülebilmekte böylelikle çocuklara daha konforlu bir ameliyat olanağı sağlanmaktadır. Bu yöntemin en önemli avantajı; hem büyük damar girişlerinden uzakta kalınmakta ve böylelikle daha güvenli bir bölgede çalışılmakta, hem de bademciğin bulunduğu kasla temas edilmediğinden neredeyse hiç ağrı olmadan iyileşme tamamlanmaktadır. Bademcik bulunduğu bölge itibariyle damarların yoğun olduğu bir yerdedir. Bademcikler alınmadan küçültme yapıldığı zaman ana damarlardan uzakta kalınmakta böylelikle olası bir kanama riski 10 ila 20 kat daha az olmaktadır. Ameliyat sonrasında çok rahat kontrol altına alınabilen ve en fazla 1-2 gün süren düşük seviyeli ağrı olduğu için çocuklar hızlıca toparlama imkanı bulurlar. Yıllardır yüzlerce hastamı ertesi gün neredeyse normal beslenmeye sorunsuz olarak başlattım.
Bademcik (Tonsil) Küçültmeyi Nasıl Yapıyorum?
Plasma teknolojisi deneyimli ellerde hem cerrah hem de hasta için büyük kolaylıklar sunmaktadır. Bademcikleri de yine mikroskop altında küçültmekteyim. Eğer alanı iyi ve yeterli büyüklükte görmezseniz bademciğin bulunduğu anterior ve posterior plika (pillar) dediğimiz anatomik yapılara gereksiz zarar verebilirsiniz. Bu nedenle teknolojinin hassas bir şeklide uygulanması gerekir. Yüzlerce hastamda mikroskop altında bu yöntemi güvenle uyguladım ve uygulamaktayım.
Ayrıca tüm çocuk hastalarımı, özellikle de 4 yaşın altındaki çocuk hastalarımı ameliyat öncesindeki birkaç gün anesteziye hazırlıyorum. Böylece çocuklar anesteziden uyanırlarken çok daha konforlu oluyorlar.
Avusturya ve İskandinav Ülkelerinde Bademcik Küçültme
Avusturya’da 2007 yılında, İskandinav ülkelerinde ise 2012 yılında ülkelerin KBB ve pediatri derneklerinin ortak kararı ile eğer sorun solunum sıkıntısı ise 6 yaşın altındaki çocuklarda imkan varsa bademciklerin alınmayıp küçültülmesi önerilmektedir.
© Copyright 2018 • Prof. Dr. Mustafa Cem Özbek • Tüm hakları saklıdır.